198
Ambargo Sonrası İran Ekonomik ve Ticari Etki Analizi
Kamu Kuruluşlarına Yönelik Öneriler
İ
hracat faaliyetlerinden elde edilen finansal alacakları teminat altına
almak için kullanılabilecek ihracat i
ş
letme sermayesi finansman
deste
ğ
i,
İ
ran’a yapılacak ihracat hacmini artırabilir. Di
ğ
er taraftan,
finansal ve politik riskleri uygun politikalarla azaltmak daTürk
yatırımcıların ba
ş
arısında katalizör görevi görebilir.
1. İHRACAT İŞLETME SERMAYESİ
FİNANSMAN DESTEĞİ
Kamu kuruluşları, ABD’nin yaptığı gibi (İran dışı
ülkelerde), ihracat faaliyetlerinden elde edilen
finansal alacakları teminat altına almak için şirketlerin
ihracat işletme sermayelerine destek olabilir.
ABD’de ticari bankalar aracılığıyla sunulan ihracat
işletme sermayesi desteği şirketler tarafından
genellikle malzeme, iş gücü ve envanter ile ilgili
konularda kullanılmakta. ABD İthalat-İhracat Bankası
ve ABD Küçük İşletmeler İdaresi, ABD’li ihracatçılara
ihracat işletme sermayesi imkanları sunan bazı
programlar uyguluyor.
Ticari bankalar aracılığıyla sağlanan bu tür fonlar,
İran’a ihracat yapan Türk yatırımcıların yaşayabileceği
nakit akışı sorunlarını rahatlatabilir. Bu fonlar ayrıca,
şirketlerin “açık hesap” yöntemiyle çalışabilmesini ve
bu sayede rekabet gücünü koruyabilmesini de
sağlayabilir.
İhracat faaliyetlerinin barındırdığı ödeme riskleri
nedeniyle bazı bankalar devlet teminatı olmadan
ihracatçılara kredi vermediğinden, makine ve metal
gibi yüksek potansiyeli olan bazı sektörlerde İran’a
daha fazla ihracat yapabilmek için devlet teminatına
ihtiyaç duyulabilir.
Diğer taraftan, yaptırımlar döneminde askıya alınan
Türk Eximbank İran’a Yönelik İhracat İşletme
Sermayesi Programı da yeniden uygulamaya
konabilir.
Ayrıca, Türk Eximbank’ın İranlı şirketler için Hükümet
Destekli Yabancı Alıcı Finansman Programı (ABD’de
olduğu gibi) uygulaması da değerlendirilebilir. Bu
yapıldığı takdirde, kredibilitesi yüksek İranlı alıcılar,
özellikle büyük ölçekli projelere yönelik yüksek
değerli Türk ürün ve hizmetlerini satın almak için
ihtiyaç duyacakları krediye erişebileceklerdir. Üstelik
bu, uzun vadeli finansman gerektiren büyük ölçekli
projelerin veya yüksek değerli ürün ve hizmetlerin
ihraç edilmesine de katkıda bulunacaktır.
Türk şirketleri İslami Kalkınma Bankası, Ekonomik
İşbirliği Örgütü Ticaret ve Kalkınma Bankası (ECOTD)
gibi uluslararası finansal kurumları ile çalışmaya ve bu
bankaların finanse ettiği projelere katılmaya teşvik
edilebilir.
2. RİSK YÖNETİMİ KONUSUNDA DESTEK
Kamu kuruluşları, Türk yatırımcıları ve ihracatçıları
desteklemek için finansal ve politik riskleri çeşitli
yollarla azaltması önerilebilir.
Bu noktada kamu kuruluşları, ürün ve hizmet
ihracatçısını yabancı alıcının ödeme yapmaması
riskine karşı koruyan ihracat kredi sigortasını yeniden
gündeme getirebilir. Yabancı ithalatçının ödeme
yapamaması durumunda ödemenin belirli koşullara
bağlı olarak sağlanabilmesi halinde, Türkiye İran’daki
pazar payını artırabilir. Bu bağlamda, İslami İhracat
Kredisi Sigortası Kurumu’nun sağladığı seçenekler de
Türk yatırımcılar tarafından değerlendirilebilir.
İlaç ve enerji sektörlerine yönelik üst düzey
görüşmeler yapılarak politik riskler azaltılabilir
(örneğin İran ilaç sektöründe Türk standartlarını
onaylamadığından İran’a Türkiye’de üretilmiş ilaçlar
satılamıyor).
Diğer taraftan, Dünya Bankası Çok Taraflı Yatırım
Garanti Ajansı (MIGA) gibi politik risk teminatı
sağlayan kurumlara başvurulması teşvik edilerek,
İran’daki para birimi değişimi yapılamaması, para
transferi kısıtlamaları, savaş, terörizm ve sözleşme
ihlali gibi diğer olası politik riskler de azaltılabilir. İran
İslam Cumhuriyeti 2003 yılından bu yana MIGA üyesi
olduğundan, İran’a yatırım yapmayı planlayan yabancı
şirketler artık MIGA’nın sunduğu teminattan
faydalanabiliyorlar.
6.2 Kamu kuruluşlara yönelik tavsiyeler
6.
Öneriler