43
Ambargo Sonrası İran Ekonomik ve Ticari Etki Analizi
Beklenen Eğilimler
İranlılar yaptırımların kaldırılmasına fazla anlam yüklüyor ve hükümet
de oluşacak ekonomik rahatlama konusunda oldukça iyimser. Pek
gerçekçi bir beklenti olmasa bile, hızlı ve güçlü gerçekleşebilecek
ekonomik iyileşme sermaye akışlarının hızına ve İran’ın reformlar ile
özelleştirmeleri ne ölçüde gerçekleştireceğine bağlı.
JCPOA hem İran hem de tüm dünya için önemli bir
dönüm noktasıydı. Ancak, ülkenin SWIFT sistemine
yeniden bağlanmasına rağmen, terörizmle ilgili henüz
kaldırılmamış yaptırımlar ve Mali Eylem Görev Gücü’nün
(Financial Action Task Force) İran’ın terörü finanse etme
riskiyle ilgili yakın zaman önce yaptığı açıklama
nedeniyle, yabancı para girişi nispeten yavaş olacak gibi
görünüyor.
14 Temmuz 2015 tarihinde imzalanan JCPOA hem
İranlılar hem de dünya tarafından büyük bir mutluluk
ve heyecanla karşılandı.
JCPOA’nın imzalanmasından sonra sadece bir ay
içinde otel fiyatları arttı ve İngiltere gibi bazı ülkeler
İran’da yeniden büyükelçilik açtılar.
İran hükümeti ve İranlılar bu anlaşmanın olumlu etkilerini
bir an önce görmek istiyorlar.
İranlılar bu anlaşmaya büyük anlam yükledi ancak
anlaşmaya dair kamuoyu algısı, ülkenin yeni dönemdeki
ekonomik koşullarına göre kesinlik kazanacak ve elbette
ekonomideki iyileşmeyle anlaşmanın işe yaradığı
düşünülecektir.
Ekonomideki iyileşme içinse iki olası senaryo var:
Birincisi “hızlı ve büyük bir sonuç”, ikincisi ise “yavaş ve
küçük bir sonuç”. Ancak, iyimser senaryonun bile
İranlıların beklentilerini karşılamayabileceği
unutulmamalıdır.
İran bu anlaşmadan özellikle ekonomik toparlanma ve
büyüme anlamında faydalanabilir. Ancak, ekonomik
toparlanmanın etkisi büyük ölçüde İran’ın siyasi itibarına
ve küresel aktörlerin ülkeyle ilgili algısına bağlıdır.
Yabancı şirketler ürünleri, teknolojileri ve uzmanlıkları için
İran’ı önemli bir hedef pazar olarak konumlandıracaklar.
Diğer taraftan, ekonomideki toparlanmanın hızı doğrudan
küresel yatırım iştahına bağlı olacak.
Pek çok ülke, liberalleşmeden sonra çok hızlı
büyümeler kaydetti. Yeterli insan sermayesine sahip
olması ve hükümetin İran’ı bölgesel bir güç
merkezine dönüştürme isteği nedeniyle İran’ın da
aynı başarıyı kaydetmesi bekleniyor. Bu nedenle İran,
2030 yılına kadar GSYİH’sinin %4’ünü Ar-Ge’ye
harcamayı hedefliyor.
Yüksek kalite algısı nedeniyle ithal ürünleri tercih
eden İranlı tüketiciler bu bakımdan yabancı şirketler
için oldukça cazip bir hedef tüketici kitlesi olacak.
Liberalleşmeden sonraki 5-10 yıllık dönemde ortalama (YBBO) GSYİH büyüme oranları
(%)
Doğu Almanya
1990
Batı Almanya ile
yeniden birleşerek
daha önce kapalı
olduğu batı ticaretine
kapılarını açtı
Gana
1983
Ülkedeki açlıkla
mücadeleyi
amaçlayan IMF,
finansal paketi
karşılığında ticaret
pazarını liberalleştirdi
Güney Afrika
1993
Apartheid rejimi sona
erdikten sonra ticari
kısıtlamalar kaldırıldı
Çin
1976
Rejim değişikliğinden
sonra kademeli olarak
serbest piyasaya geçti
%9,5
%5,9
%2,7
%8
Kaynak: Alman istatistik daireleri, GDR istatistik dairesi, Dünya Bankası Küresel Kalkınma Göstergeleri
4.2 Beklenen eğilimler
4.
İran Üzerindeki Mevcut Yaptırımlar ve Etkileri