Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) EU Talks kapsamında, "Avrupa Yeşil Mutabakatı: Fırsatlar & Riskler" webinarı, T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, DEİK Başkanı Nail Olpak, T.C. Avrupa Birliği Daimi Temsilcisi ve Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, Ekonomiden Sorumlu AB Komiseri Paolo Gentiloni'nin Özel Danışmanı, AB Türkiye Delegasyonu Eski Başkanı ve Eski Büyükelçi Stefano Manservisi ve Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Sevil Acar Aytekin'in katılımları ile DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Zeynep Bodur Okyay'ın moderatörlüğünde 24 Şubat 2021 tarihinde gerçekleştirildi. Çevrim içi olarak düzenlenen webinara, 549 iş insanı izleyici olarak katıldı.
Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, "Önümüzdeki dönemde Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile ilgili olarak çerçeve daha da netleşecek ama bizim o netleşmeyi, tam oturmayı beklemeden gerekli bilinci gerekli duyarlılığı kendi içimizde yaratmamız ve hazırlıklarımızı şimdiden yapmaya başlamamız son derece önemli" dedi. Küresel ekonominin 2020 yılında yüzde 4,4 daraldığına dikkat çeken Batur, Türkiye'nin 2020 yılının üçüncü çeyreğindeki yüzde 6,7'lik büyümesini vurgulayarak, "Avrupa bizim çok önemli pazarımız. 2020'de 69 milyar dolar ihracat, 73 milyar dolar ithalat yaptığımız bir pazardan söz ediyoruz. Biz yüzde 6,7'lik üçüncü çeyrek büyümesini yaparken bu büyük pazarımızda birçok üye ülkenin yüzde 10'lar civarında küçüldüğünü de gözlemledik. Yani ana pazarımızda yüzde 10'larda bir küçülme yaşanmasına rağmen biz büyümemizi yüzde 6,7 gibi iyi bir rakamda tutabildik" dedi.
AB'nin büyük ekonomik daralmalara rağmen AYM'den vazgeçmediğini vurgulayan Batur, "Ülkemizin en önemli ticaret ve yatırım ortağı AB'de yaşananlara da dikkat etmemiz, buradaki gelişmeleri de iyi anlamımız gerekiyor. AB, bu dönemde büyük ekonomik daralmalara rağmen görüyoruz ki AYM ile tarihlediği 2050 yılında karbon nötr kıta olma hedefinden hiç taviz vermedi. Ekonomik ne tip sıkıntı yaşanırsa yaşansın bu dönemde ekonomik ve sosyal hayatın bütün yönlerini yeşil dönüşüm perspektifiyle şekillendirdiğini net olarak ortaya koydu. Şekillendirmeye de devam etti." AYM ve kapsamındaki eylemlerin enerji, ulaşım, sanayi, finans ve gıda dahil AB sanayisinin tamamını çevre ekseninde yeniden şekillendirecek ve yıllar alacağı öngörülen bir ekonomik seferberlik olduğunu belirten Batur, "AB'nin AYM duyurusunun hemen ardından aslında bu değişime hazırlıklı olma gerekliliğiyle hemen kendi çalışmalarımızı hızla başlattık. En başından beri de amacımız AYM'nin yeni ticaret sisteminde ön gördüğü yapıyı doğru analiz etmek ve alacağımız aksiyonlar ile bu riskleri ülkemiz adına birer fırsata dönüştürmek" ifadesini kullandı.
Olpak: "AYM yalnızca üye ülkeleri değil, Türkiye gibi AB ile yoğun ticari ilişkileri olan ülkeleri de önemli oranda etkileyecek"
DEİK Başkanı Nail Olpakise, Türkiye'nin AB tarafından 2019 yılının Aralık ayında açıklanan AYM'nin yalnızca üye ülkeleri değil, Türkiye gibi AB ile yoğun ekonomik ve ticari ilişkileri olan ülkeleri de önemli oranda etkileyeceğini söyledi. AYM kapsamında devletlerin sorumluluklarının yanı sıra özel sektörün de sorumluluklarının bulunduğuna dikkati çeken Olpak, "Bu kapsamda iklim değişikliği, sınırda karbon düzenlemesi gibi alanlarda sadece devletleri değil aynı zamanda özel sektör kuruluşlarının da sorumluluklarının olduğu bilinciyle DEİK ailesi olarak, 'Sanayi Sektörünün Karbonsuz Ekonomiye Geçiş Sürecinin Desteklenmesi' projesini başlatmamızın önemli olduğunu düşünüyoruz. Amacımız, sanayi kuruluşlarının Mutabakat kapsamındaki gelişmeleri yakından takip edip gerekli adımları atmaları konusunda da bizim yol gösterici olmak gibi bir sürece dâhil olmamız" dedi.
AYM konusunda yapılan çalışmalarda önemli hususun başta Ticaret Bakanlığı olmak üzere kurumlarla koordinasyonda olunduğunu vurgulayan Olpak sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplam ihracatımızın yaklaşık yüzde 50'ler civarında AB ile gerçekleştirildiğini düşündüğümüz zaman buradaki çalışmaların bir taraftan ülkemizin sanayisi için riskler getirebileceği gibi diğer taraftan değerlendirirsek fırsatları da beraberinde getireceği zannederim en önemli gündem maddelerimizden olacaktır. Biz bu çalışmalarımızın içerisinde Mutabakat'ın dış ticaretimize getireceği yeni düzenlemeleri sanayi kuruluşlarımızın iş yapış biçimleri üzerinde oluşturabileceği etkileri öngörebilmelerini ve alınabilecek tedbirleri değerlendirmeleri için de bir rapor ve kontrol listesi oluşturma aşamasındayız. Avrupa Birliği bir anlamda 'gelecek nesil' ticaretin kurallarını yeniden yazmaya başlıyor. AB'nin şirketler hukuku alanında gerçekleştirmeyi planladığı reform ile nasıl bir hükümet ülkesindeki sosyal adaleti sağlamak, çevreyi korumak gibi sorumluluklar içerisindeyse bunun küçük ölçeklisini de şirketlerin yönetim kurullarının kendi iş yerlerinde uygulamaya doğru gideceğini görüyoruz. Türkiye olarak Avrupa ile ticaretimizdeki konumumuzdan da faydalanarak, süreci uzun vadeli olarak değerlendirip gerekli aksiyonları da alabilirsek, bir taraftan riskleri bertaraf ederken diğer taraftan rekabet gücümüzü koruyabilir ve hatta artırabiliriz."
Bozay: "Yeşil Mutabakat, Türkiye'yi doğrudan ilgilendiriyor"
Avrupa Birliği Daimi Temsilcisi ve Büyükelçi Mehmet Kemal Bozayise, "Yeşil Mutabakat kapsamı itibarıyla bir büyüme stratejisi. Daha geniş anlamda, yeşil ekonominin üzerine inşa edileceği büyüme stratejisine dayalı bir sanayi devrimi" dedi. AYM'nin jeopolitik açıdan önemine dikkat çeken Bozay, "Bir Büyükelçi olarak dış politika perspektifinden baktığımda da Yeşil Mutabakat'ın, jeopolitik oyun değiştirici sonuçlar doğurmayı ve bu sonuçlarla AB'yi başat küresel güçler konumunda tahkim etmeyi hedefleyen bir siyasi, sosyo-ekonomik ve kültürel diplomasi boyutu taşıdığını da görebiliyorum. Nitekim, bu açıdan bakıldığında Çin ve ABD gibi başlıca küresel aktörlerin Yeşil Mutabakat'ın tetiklemesiyle karbon nötr kavramı temelinde hemen harekete geçmeleri de hepimizin dikkatini çekti ve küresel diplomasi bu boyutunu da teyit eder nitelikte oldu." değerlendirmesini yaptı.
Yeşil Mutabakat'ın Türkiye'yi doğrudan ilgilendirdiğini vurgulayan Bozay, "Ülkemizin AB'yle iş birliğinde ve ticaretinde ilgili sektörler bazında hazırlıklı olması, gerekli adımları vakitlice atması önem taşımaktadır. Eylem Planı da zaten bunu amaçlamaktadır. Çok geniş bir yelpazesi olan bu Eylem Planı'nda birçok unsur var. Öncelikli gördüğüm enerji sektörü, Ar-Ge ve binalar/inşaat sektörü. Fırsatlar ve risklere bakıldığında, ülkemizin politika ve öncelikleri doğrultusunda Yeşil Mutabakat çerçevesinde bazı başlıklar ön plana çıkmaktadır. Bu başlıklar, başta hidrojen olmak üzere, offshore dahil yenilenebilir enerji teknolojileri, karbonsuz gazlar, binalarda ve sanayide enerji verimliliği uygulamaları, enerji sistem entegrasyonu ve diğer temiz enerji teknolojileri olarak sayılabilir" dedi.
Manservisi: "AB açık ekonomi olmayı sürdürecek"
Ekonomiden Sorumlu AB Komiseri Paolo Gentiloni'nin Özel Danışmanı, AB Türkiye Delegasyonu Eski Başkanı ve Eski Büyükelçi Stefano Manservisiise, Avrupa'da iş dünyasında ve sektörler arasında AYM ile ilgili olarak fırsatların ve risklerin tartışıldığını söyledi. AYM'nin yepyeni bir sanayi devrimi olduğunu belirten Manservisi, "Bu proje bitmiş bir proje değil. Burada birlikte çalışma yapılabilecek birçok geniş alan söz konusu. AB kesinlikle açık ekonomi olmayı sürdürecek. AB tek pazarı kesinlikle daha iyi bir küresel ticaret ve uluslararası ilişkiler şampiyonu olmayı ve açık olmayı sürdürecek. O yüzden AB bu Yeşil Mutabakatı sadece kendisi için inşa etmiyor. Bu Mutabakat'ı aslında mevcut küresel ilişkilere katkıda bulunmak için tasarlıyor" dedi.
Bodur Okyay: "Yol haritasının çizilmesi ülkemiz ve sanayicilerimiz adına elzem"
DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Zeynep Bodur Okyayise, "Yeşil Mutabakat her ne kadar bir AB projesi olsa da, 2015 Paris Anlaşması, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve ABD'nin Biden hükümetiyle hızlıca giriştiği iklim hareketiyle birlikte incelediğimizde, yeni bir küresel konjonktürün en detaylı projesi olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla iş dünyasını da bu nedenle çok yakından ilgilendiriyor. İhracatımızda yaklaşık yüzde 50'lik bir paya sahip AB ile ticaretimizde karbon vergisi ya da Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi kararların alınabilecek olması Türk iş dünyasını endişelendiren konuların başında geliyor. Bunlara ek olarak başta enerji ve kaynak yoğun sektörlerin uyum süreci adına yol haritasının çizilmesi ülkemiz ve sanayicilerimiz adına elzem gözüküyor" dedi.
Acar Aytekin: "Olası etkileri hepimizi ilgilendiren, hepimizin önemsemesi gereken süreç olacak"
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Sevil Acar Aytekinise, AYM'nin ülkeyi, sektörleri ve akademisyenleri hareketlendirdiğini belirterek, "Olası etkileri hepimizi ilgilendiren, hepimizin önemsemesi gereken süreç olacak. Bu nedenle ben bir akademisyen olarak, bir araştırmanın böylesi bir gündeme katkı sağlayabilecek olmasından çok mutluyum" ifadesini kullandı ve olası senaryolar üzerinden AYM'nin Türkiye ekonomisi üzerine etkilerinin çalışıldığı sunumunu katılımcılarla paylaştı.
Avrupa Yeşil Mutabakat kapsamındaki düzenlemelerin AB ve Türkiye perspektiflerinin ele alındığı webinar, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.