Kıran: "Türkiye, 15 Temmuz gecesi verdiği demokrasi mücadelesinden zaferle çıktı"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) organizasyonuyla gerçekleşen "Demokrasi Mücadelesinde Türk Diasporası" webinarı, T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, DEİK-DTİK Başkanı Nail Olpak, Dışişleri Bakanlığı Yurtdışı Tanıtım Genel Müdür Yardımcısı Umut Acar ve SETA Berlin Koordinatörü Zafer Meşe'nin katılımlarıyla gerçekleşti. Gazeteci Hakan Çelik'in moderatörlüğünde düzenlenen online konferasta, 15 Temmuz hain darbe girişiminin dünden bugüne yansımaları ve Türk diasporasının dünya çapındaki mücadelesi ele alındı.
Türk milletinin, 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya ilham olacak bir demokrasi ve milli irade sınavı verdiğini ifade eden T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, "Türkiye, FETÖ'nin hain darbe girişimi karşısında gösterdiği örnek duruş ve takdir toplayan mücadele ile bu sınavdan zaferle çıktı. 40 yıldır milletimizin dini hassasiyetlerini istismar eden, haşhaşi metotlarıyla örgüt üyelerinin aklını ve iradesini teslim alan, onları birer suç makinesinde dönüştüren, dünyanın en tehlikeli terör örgütlerinden birinden söz ediyoruz. Ancak, devletimiz ve milletimiz, 15 Temmuz'da sapkın ve gözü dönmüş örgütün 40 yıllık planını 1 gecede yerle yeksan etti. Aziz Türk milleti, Türk tarihine büyük bir not düşerek, demokrasi ve özgürlük mücadelesini bambaşka bir boyuta taşıdı." diye konuştu.
Kıran: "FETÖ ile mücadele dış politikanın en önemli gündem maddelerinin başında geliyor"
FETÖ'nün 160'dan fazla ülkede 800'den fazla eğitim kurumu, binden fazla vakıf ve sivil toplum kuruluşu ile 200'den fazla medya kuruluşu olduğuna dikkat çeken Kıran, "Binlerce şirket, faaliyet gösterdikleri ülkelerin de destekleriyle FETÖ'ye kaynak sağlamaya devam ediyor. Bu çerçevede, FETÖ ile mücadele dış politikamızın en önemli ve öncelikli gündem maddelerinin başında geliyor. Bir yandan faaliyet gösterilen her ülkede FETÖ ile kararlı bir mücadele yürütürken, diğer yandan bakanlık içerisindeki FETÖ yapılanmasını da tespit etmek ve temizlemek için gayret gösteriyoruz. Örneğin; FETÖ okullarından birinin, bütçesinin üçte biri olan 3 milyon doları tek bir STK'dan hizmet alımı için harcadığını; benzer şekilde başka bir FETÖ okulunun yeni açılmış bir inşaat şirketine 8,2 milyon dolarlık ihale verebildiğini yürüttüğümüz çalışmalarla tespit ettik. FETÖ, sadece ülkemiz için değil yerleştiği diğer ülkeler için de büyük bir tehdit. Örneğin, ABD'de hukuk firmalarıyla yürüttüğümüz çalışmalarda örgütün okullarına sağladığı mali desteğin yıllık ortalama 800 milyon dolar olduğunu, bunun yaklaşık dörtte birini de de hortumladığını tespit ettik. FETÖ'nün bu geliri, siyasi nüfuz elde etmek amacıyla kullandığını da biliyoruz.
Doğu Akdeniz'de, Suriye'de, Libya'da, terörle mücadelede gerçekleştirdiğimiz kararlı operasyonlarda adeta düşmanca karşımıza çıkan ülkelerin, FETÖ'yü lojistik ve maddi ölçekte besleyen kaynaklar arasında yer alması asla tesadüfi olamaz. FETÖ ile mücadelede hukuk çerçevesinde attığımız adımlara, sözümüz ona gelişmiş demokrasilerden ses yükseltilmesine, hüküm giymiş ve yargılanan FETÖ mensuplarının serbest bırakılması için her türlü girişimde bulunan ülkeleri de gayet iyi biliyoruz. Ülkemizin FETÖ ile kararlı mücadelesi terör örgütlerini besleyen ve büyüten asıl sebeplerin açığa çıkmasına vesile olmuştur." dedi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Dünya Türk İş Konseyi (DTİK)'in, ticari diplomasi anlayışı ve Türk diasporamız çerçevesinde, sivil toplum kuruluşları açısından yeni bir soluk getirmelerini takdir ediyoruz. Dünya Türk İş Konseyimizin, küresel ölçekli yapılanması ve ülkemizin pek noktada kabuklarını kırması noktasında DEİK-DTİK Başkanı Nail Olpak ve yönetimine ülkemiz adına ayrıca teşekkür ediyorum." dedi.
Olpak: "FETÖ'ye karşı hala çok uyanık olmalıyız"
40 yıl boyunca adım adım kurgulanan bir hain yapının etkisini ortadan kaldırmak için çok dikkatli olunması gerektiğini ifade eden DEİK-DTİK Başkanı Nail Olpak, "FETÖ'nün küresel etkisini ortadan kaldırmak için dünyanın her yerinde hala çok uyanık olmaya, aktif mücadeleye ve birlikteliği korumaya ihtiyaç var. Diasporamız açısından baktığımızda, bu ihtiyacın Türkiye'deki mücadelede olduğu kadar, ülkemizdeki mücadele yöntemlerine ve altyapısına sahip olamayan diaspora temsilcileri açısından da çok önemli. İş dünyası açısından daha fazla destek verme görevi, işte tam da bu noktada ön plana çıkıyor. Hem verilecek desteğin ülkemiz dışındaki kurumlar tarafından STK, iş dünyası mantığıyla kabulünü daha fazla sağlamak, hem de bizim organizasyonumuz açısından bu desteğin niteliği, bir iş platformunun vereceği destek çerçevesinde olacaktır." dedi.
Olpak: "Diasporayı, bir beyin göçü olarak değil bir beyin kazanımı olarak görüyoruz"
Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) çatısı altında iş insanlarının, akademisyenlerin, sporcuların ve sanatçıların buluştuğunu belirten Olpak, "DTİK, bir başka kuruma alternatif olan değil, bir platform olarak faaliyet gösteren çok değerli bir yapı. Diasporayı, bir beyin göçü olarak görmek yerine bir beyin kazanımı olarak değerlendirmenin çok daha önemli olduğu kanaati içerisindeyiz. Etnik kökeni, inancı, sosyal yaşamı, siyasi görüşü ne olursa olsun bu güzel ülkeye gönülden bağlı olan herkes bizim doğal ya da fiili olarak üyemizdir. Önümüzdeki dönemde de sivil inisiyatif çerçevesinde, hain FETÖ yapılanmasıyla dünyanın her yerinde mücadele etmeyi sürdürecek ve ülkemize karşı sorumluluğumuz gereği bu hain örgüte geçit vermeyeceğiz." dedi.
Acar: "FETÖ ile mücadelede sivil toplum kuruluşlarımıza her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var"
Dışişleri Bakanlığı Yurtdışı Tanıtım Genel Müdür Yardımcısı Umut Acar ise; "FETÖ ile mücadele, uzun soluklu bir mücadele. Bu mücadelede, yurt dışında sivil toplum ayağına her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Türkiye'nin yurt dışındaki imajını olumsuz yönde etkilemeye çalışan ve her türlü hain organizasyonu kurgulayan bu yapıya karşı, yabancı ülkelerde yaşamını sürdüren vatandaşlarımızın da ülkemizi en doğru şekilde anlatması büyük önem taşıyor. FETÖ'cülerin Türk toplumunu yurt dışında temsil etmediğini altını çizerek anlatma noktasında, derneklere ve diasporamıza da çok büyük sorumluluk düşüyor. DEİK ve DTİK de, FETÖ ile mücadeleye ve ülkemizin yurt dışındaki tanıtımı ile gelişimine bu anlamda çok değerli katkılar sunan sivil kuruluşlarımız. Kendilerine bu değerli diaspora faaliyetleri ve destekleri için teşekkür ediyorum. " diye konuştu.
Meşe: "FETÖ'ye karşı mücadelede her kulvarda ortak akılla mücadele etmeliyiz"
FETÖ'ün Almanya'daki sivil yapılanmasına dikkat çeken SETA Berlin Koordinatörü Zafer Meşe, "Bu kirli ve hain yapı, Almanya gibi pek çok ülkede örgütlenerek, karar verici mekanizmalarda bulunan kişiler nezdinde Türkiye aleyhine kara bir propaganda yürütüyor. 1970'li yıllardan itibaren kanserli bir hücre gibi yayılan, organize ve dünyaya yayılmış bir yapıdan söz ediyoruz. Almanya'da özellikle kamuoyunu etkileyen kişilerle, Türk diaspora temsilcileri olarak çok daha kuvvetli ilişkiler kurmalıyız. Özellikle Türk sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte hem stratejik hem de etkin bir mücadele ortaya koymalıyız. Ortak akıl ve vatan sevgisiyle Türkiye'nin pozitif algısı için çalışmalıyız. Bu anlamda DTİK de, Türkiye'nin yurt dışındaki sivil platformlardaki diyalog bağlantıları için büyük önem taşıyor. Sivil çalışmaları çok daha güçlü bir yapıya kavuşturmalıyız." dedi.