TÜM OLUMSUZ KOŞULLARA RAĞMEN TÜRKİYE EKONOMİSİ DİMDİK AYAKTA

TÜM OLUMSUZ KOŞULLARA RAĞMEN TÜRKİYE EKONOMİSİ DİMDİK AYAKTA

Türkiye Ekonomisi 2015 yılının ikinci çeyreğinde olumsuz küresel ve bölgesel koşullara rağmen beklentilerin üzerinde yüzde 3,8 büyüyerek küresel piyasalarda güven tazeledi.

2015 ikinci çeyrek büyüme performansını değerlendiren DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan,  Türkiye ekonomisinin bu büyüme oranının küresel belirsizliklere, genel seçimin tekrarlanacak olmasına rağmen takdir edilmesi gerektiğini söyledi.  Ekonomi yönetiminin isabetli politika tercihlerinin ve Türk özel sektörünün dinamizminin bir sonucu olduğunu belirten Vardan değerlendirmesine şöyle devam etti: "Küresel para piyasalarındaki volatilite nedeniyle Türk lirasında yaşanan konjoktürel dalgalanmalar üzerinden yola çıkarak Türk ekonomisi için "Sıfır büyüme"  hatta "negatif büyüme" kara propagandası yapıldığı bir dönemde bu büyüme rakamı tüketici ve yatırımcı güvenini artırıcı bir gelişmedir. Türkiye, isabetli politika tercihleri ile bu istikrarsız ve belirsiz konjonktürde büyümeyi ve kalkınmayı yönetmeyi başardığını bir kez daha gösterdi.

 

Belirsizliklere Rağmen Büyüme

Büyüme oranının Orta Vadeli Plan'da hedeflenen yüzde 4'ün altında kalmakla birlikte dünya ekonomisindeki yavaşlama, Orta Doğu'daki siyasi belirsizlikler, silahlı çatışmalar, Rusya ve Ukrayna'daki siyasi krizler, emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, Avro bölgesindeki beklentilerin altında kalan büyüme performansı, yükselen piyasa ekonomilerinde yavaşlama, Çin'in yaptığı devalüasyon dikkate alındığında önemli bir büyüme oranıdır. Bu gelimeler küresel piyasalara yön veren ciddi finans kuruluşları tarafından dikkatle takip ediliyor ve takdir ediliyor. Örneğin bu hafta Commercial Bank of China'dan sonra Bank of China'nın Türkiye'de banka kurmak için lisans görüşmelerine başlaması bu Türk ekonomisine ve potansiyeline olan güvenin bir işaretidir."

Türk şirketlerinin küresel etkinliklerinin arttırmak için küresel pazarlarda yaptığı yatırımları sermayenin Türkiye'yi güvensiz bularak yurt dışına kaçmakta olduğu şeklinde gösterilmek çabasının da amaca ulaşmayacağını belirten Vardan "Şirketlerimiz küresel pazardaki etkinliğini arttırmak için stratejik yatırımlar yapmaya devam edecekler. DEİK olarak bunu teşvik ediyoruz ve önümüzdeki dönemde hükümetimizle işbirliği içinde teşvik etmeye devam edeceğiz." dedi.

 

Dış Talepte Ambargo Sonrası İran Etkisi

Büyüme performansımızın önündeki en önemli meselenin dış talebin azalması olduğunu vurgulayan Vardan, dış talep bağlamında ambargo sonrası İran'ın Türkiye'nin ihracatının artması için önemli fırsatları beraberinde getirdiğini belirtti. Vardan şöyle devam etti: "Komşumuz İran ile P5+1 arasında uzun zamandır devam eden müzakerelerin ‎‎"Kapsamlı Ortak Eylem Planı" adı verilen bir anlaşma üzerinde mutabakat ile ambargolar aşamalı olarak kalkacak.  Bu anlaşma ile komşumuz İran güvenlik kaygıları ile hareket eden bir bölge ülkesi olmaktan çıkarak ekonomik ve sosyal kalkınmayı ön plana çıkaracak. Böylelikle bölgede güvenlik kaygılarının yerine refah yaratma kaygıları olacak ve bu dönüşüm iradesi bölgenin demokrasiyle yönetilen en büyük serbest piyasa ekonomisi ve üretim gücü olan Türkiye'nin ekonomik ilişkilerini olumlu yönde etkileyecektir.  İran sahip olduğu doğal kaynakları, genç ve eğitimli nüfusu ile Türk yatırımcısı ve ihracatçısı için birçok yeni iş imkânını beraberinde getirecektir. Özellikle altyapı, hizmet ve perakende sektörlerinde yeni iş imkânları oluşacak. DEİK Türkiye'nin küresel sistemdeki ağırlığının artması, orta ve uzun vadeli hedeflerine ulaşabilmesi için genişleyen kurucu kuruluşları, seçkin üye şirketleri, etkinliği ve verimliliği artan iş konseyleri, karşı konseyleri, deneyimli çalışanları ile Türk özel sektörünün küresel açılımının öncü gücü olmaya, yeni küresel başarı öyküleri yazmaya devam edecektir."