Türkiye-Rusya İş Konseyleri 21.Ortak Toplantısı ve İş Forumu, Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, T.C. Ticaret Bakanı Dr. Mehmet Muş, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK/Türkiye-Rusya İş Konseyi Başkanı Mithat Yenigün ve RUSYA-TÜRKİYE İŞ KONSEYİ BAŞKANI AHMET M. PALANKOYEV ve iki ülke iş dünyasından 160 kişinin katılımlarıyla 30 Temmuz 2021 tarihinde Rusya'nın başkenti Moskova'da gerçekleştirildi.
Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, "Türkiye ve Rusya'nın ilişkilerin "ortaklık" ve "dostluk" seviyesinde olduğunu biliyoruz. Birçok alanda ortak proje gerçekleştiren ülkelerimiz enerji alanında Türk Akım doğalgaz boru hattı projesi ile Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projelerinin hayata geçirdi" dedi.
Türkiye ve Rusya arasındaki ticari ilişkilerimiz her geçen gün gelişmeye devam ettiğini belirten Novak, "Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerinin gelişiminde en önemli alandır. Ticaret alanındaki iş birliğimiz ve yatırım projelerinin geliştirilmesi açısından Türkiye, Rusya için önemli ortaktır. Türkiye, Rusya'nın en çok ticaret yaptığı 7 ülke arasında bulunuyor. Biz, Türk şirketlerin Rusya ekonomisine yatırım yapmasından yanayız. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ikili ticaret hacminin 100 milyar dolara yükseltilmesi hedefini koydular; fakat salgın döneminde bu rakam malesef geriledi. Geçen yıl ikili ticaret hacmi yaklaşık 20 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu yılın ilk yarısında ise bu rakam yaklaşık yüzde 40 arttı. Artık ekonomideki dinamikler iyileşiyor. Bu gibi toplantılar ve görüşmeler iş dünyası için görüş alış verişinde bulunmak ve yeni iş birliği alanlarının yönünü belirlemek için çok önemlidir. Rusya'da 3 binden fazla Türk şirketinin çeşitli alanlarda faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Bu şirketlerin Rus ekonomisine yatırım yapmasından yanayız" dedi.
Rusya'dan Türkiye'ye çeşitli enerji ürünlerinin sevkiyatının daha fazla yapıldığını görüldüğünü belirten Novak, "Bu ürünler arasında doğalgaz, petrol ürünleri, kısmen kömür yer alıyor, yüksek teknoloji ürünleri ise daha düşük oranda görülüyor. Bu durum tam olarak geliştirilmesi gereken bir potansiyel. Özellikle bilişim, gemi ve havacılık sektörlerinde de iki ülkenin iş birliği için potansiyel bulunmaktadır. Bugün ekonomik kalkınma bakımından itici güç haline gelen başka sektörler de var. Bildiğiniz gibi, ekonomilerdeki karbon yoğunluğunun, kirletici ve karbondioksit emisyonlarının azaltılmasının amaçlandığı iklim gündemi gibi bir yönelim var. Bu da gelecekteki iş birliği alanlarımızdan biridir. Hidrojen, karbondioksitten faydalanma, bu yeni enerji kaynaklarının taşınması için yeni teknolojilerin geliştirilmesi yönünde ortak bir zemin bulmamız gerekiyor" dedi.
T.C. Ticaret Bakanı Dr. Mehmet Muş ise, Küresel ekonominin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 2020'de üretim kaybına uğradığını anlatarak, "Üretim kanadındaki gelişmelere paralel olarak dünya ticaret hacminde de kayda değer bir daralma yaşandı. Öte yandan, Türkiye ekonomisi salgın dönemindeki durgunluk ve belirsizliğe rağmen 2020 yılında yüzde 1,8 oranında büyümeyi başarmıştır. Ayrıca Türkiye ekonomisi 2021 yılının birinci çeyreğinde yüzde 7'lik bir büyüme kaydederek potansiyelini bir kez daha göstermiştir" dedi.
Küresel ticaretin yapısında bir dönüşüm gerçekleştiğini belirten Muş, "Rusya ile Türkiye, Avrasya coğrafyasında Kafkasya, Orta Doğu ve Karadeniz havzasında en etkin bölgesel aktörlerdir. Türkiye ve Rusya olarak ortak yapacağımız projelerle bu büyük dönüşümün öncü ülkelerden olmak ve bu dönüşümden birlikte istifade etmek istiyoruz." ifadelerini kullandı. 2020 yılında Rusya ile ikili ticaretin Kovid-19 salgını etkisiyle bir önceki seneye göre yüzde 17 azaldığını belirten Muş, "2020 yılında Rusya'ya ihracatımız 4,4 milyar dolar, ithalatımız ise 17,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Öte yandan, 2021 yılının ilk yarısında ticaret hacmimiz hızlı bir toparlanma kaydetmiştir. Bu dönemde ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 35, ithalatımız ise Rusya'dan yüzde 44 artmıştır. İlk 6 aydaki rakamlar, bu yılsonunda 30 milyar doları aşan bir ticaret hacmine ulaşacağımızı bizlere gösteriyor." dedi.
Muş: "Ekonomik ilişkilerin bir diğer önemli boyutunu yatırımlar oluşturmakta"
Bakan Muş, Türkiye'nin Rusya'ya yönelik ihracatının artması gerektiğini vurgulayarak, "Ülkelerimiz arasındaki yakın ilişkiler, Türk ve Rus ekonomilerinin yüksek potansiyelleri dikkate alındığında, Rusya'ya ihracatımız olması gerekenin çok altındadır. Ticaretimiz maalesef hem dengeli ilerlemiyor hem maalesef belirli ürünlerde sınırlı kalıyor. Cumhurbaşkanlarımızın, iki devlet başkanımızın belirlediği 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmamız, yeni iş birliği alanlarını belirlememizle birlikte, bu ticareti dengeli ve daha çeşitli hale getirmemiz önem arz etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Karar alıcılar olarak gümrük prosedürlerinin basitleştirilmesi, iki ülke arasında düzenli bir yol hattı kurulması ve Rusya'ya seyahatlerde vizelerin kaldırılması gibi iş insanlarının işlerini kolaylaştıracak adımlar atmaya devam edeceklerinin altını çizen Muş, şöyle konuştu: "Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin bir diğer önemli boyutunu yatırımlar oluşturmakta. Bugün ülkelerimiz arasındaki karşılıklı yatırım tutarı 20 milyar dolara ulaşmıştır. Bu yatırımların en önemlileri arasında yer alan Akkuyu Nükleer Güç Santrali iki ülke arasındaki iş birliğinin boyutunu yansıtması açısından önemli örneklerden bir tanesidir. Bu güçlü iş birliğinin, madencilik, enerji verimliliği, petrokimya sanayi, ilaç ve nükleer tıpla birleştirilmesinin mümkün olduğuna inanıyoruz."
DEİK Başkanı Nail Olpak ise,"Birçok çevrim içi etkinlik düzenledik ama bugünkü buluşmamız sanırım, salgın sürecinde sizlerle, fiziki olarak yaptığımız ilk büyük etkinlik. Umuyorum ki bu iki gün boyunca, yatırım ve ticari iş birliklerimize yenilerini eklemek, varsa iş dünyamızın sorunlarını tespit ederek birlikte çözümler bulmak ve işlerimizi birlikte büyütmek için önemli adımlar atacağız" dedi. Ülkelerimiz arasında 4,5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi bulunduğunu belirten Olpak, 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefimizi dengeli bir şekilde yakalamak için daha çok gayret edilmesi gerektiğini söyleyerek, "Burada devlet büyüklerimizin de desteğiyle, en büyük sorumluluk bizlere, iş dünyamıza düşüyor. Bu noktada, ekonomik iş birliklerimizi geliştirmenin önünü açabilecek bazı tespit ve önerilerimi sizlerle paylaşmak isterim. Öncelikle, yıllar önce mutabakat sağlanan karşılıklı vize muafiyetinin yeniden getirilmesi iş dünyamız açısından önem taşıyor. Salgın sebebiyle açıklanan destek paketleri incelendiğinde ortaklık dağılımı olarak yüzde 50 üzerinde yabancı olan firmalar sağlanan muafiyetlerden faydalanamıyor. Rusya'da üretim faaliyetleri yürüten Türk yatırımcılar için bir ayrıcalık tanınması, yerel firmalarla rekabet şansını artıracaktır. Rusya'da yerleşik firmaların öz sermayeleri ticari hayatın olağan akışından farklı olarak genellikle oldukça düşük seviyede belirleniyor. Bu nedenle, ihracatta güvenilir ödeme şekillerinin tercih edilmesinde fayda bulunuyor. Ayrıca, Rusya gümrüklerinde zaman zaman farklı, beklenmedik ve karmaşık uygulamalarla karşılaşılabiliyor. Bu nedenle, Rusya'ya yapılan ihracatta FOB teslimi yapılmasının daha uygun olacağı kanaatindeyim" dedi.
Olpak sözlerine şöyle devam etti: "Gıda, elektronik, kozmetik ürünleri ile tekstil ve hazır giyim sektörlerinde faaliyet gösteren firmalarımızın Rusya'ya yönelik geleneksel pazarlama ve satış yöntemlerinin yanı sıra e-ticaret mekanizmalarını da kullanmaları gerektiği önem taşıyor. Türk malı araçlara ve işlenmiş tarım ürünlerine, gümrük vergisinin sıfırlanması da önemli konular arasında. Salgın nedeni ile Türk personele vize çalışma izni alımında zorluklar yaşanıyor. Bu konuda, bürokratik işlemlerin hızlandırılması ve belli kolaylıklar sağlanması hem iş dünyası hem de hizmet alıcılar için karşılıklı fayda sağlayacaktır. İki ülke arasında nakliye alanında geçiş belgesi ve kota sorunlarının çözüme kavuşturulması önem arz ediyor. Son olarak, Türkiye'nin PPP alanında tecrübesi dikkate alınarak, kamu-özel sektör iş birliğinde somut projelerin geliştirilmesi her iki taraf için faydalı olacaktır. Rus şair ve yazar Aleksandr Puşkin, Bakır Atlı adlı eserinde "Sevgi olmayan yerde, neşe de olmaz." diyor. Türkiye ve Rusya'nın iş dünyası temsilcileri olarak, karşılıklı ticaret ve yatırımlarımızı güçlendirmek için önümüzdeki dönemde de birlikte ve neşeyle çalışmaya devam edeceğiz."
DEİK/Türkiye-Rusya İş Konseyi Başkanı Mithat Yenigünise, "Ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu ilişkiyi; siyaset, ticaret, savunma, eğitim, sağlık ve ulaştırma alanları başta olmak üzere geniş bir çerçevede sürdürüyoruz. Özellikle ekonomik ve ticari ilişkiler Rusya Federasyonu'yla ilişkilerimizin itici gücünü oluşturmaktadır. Rusya en önemli dış ticaret ortaklarımızdan biridir. Türkiye-Rusya İş Konseyi olarak, son dönemde neler yaptığımıza da kısaca değinmek istiyorum. Salgının ilk gününden itibaren Büyükelçimiz ve Ticaret Müşavirlerimizin de video konferans yöntemiyle katıldığı İş Konseyi Yürütme Kurulu toplantıları, webinarlar, Interconnected Business toplantıları ile hem işlerimizi yürütüp, hem de buralardan aldığımız sorun, öneri, her türlü bilgiyi devletimizin ilgili birimlerine ileterek, çözüme katkı sunmaya devam ettik" dedi. Yenigün, salgın sonrası dönemde karşılıklı olarak etkileşimin artması için vize rejiminin eski, karşılıklı serbesti haline dönmesi gerektiğini ve sıkça gündeme gelen yerel para birimleri ile ticaretin, iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğini geliştirmesindeki önemini vurgulayarak, "İş insanlarının yeni normalleşmeyle beraber ikili ekonomik ilişkilerimizin bu yıl artarak devam etmesi için iki ülke arasındaki stratejik projelerin devam ettirilmesi gerektiğine ve yeni dönemde yatırım ve ticaretimizi daha da güçlendireceğimize inanıyorum. Türkiye – Rusya İş Konseyi olarak ise, iki ülke liderleri tarafından atılan adımların şirketlerimiz arasında kârlı yatırımlara dönüşmesi için her zamankinden daha çok çalışacağız" dedi.
Rusya-Türkiye İş Konseyi Başkanı Ahmet M. Palankoyev ise, "Rusya ve Türkiye dost ve birbirimize ilgi gösteren iki komşu ülkedir. Rusya'nın Türkiye'ye, Türkiye'nin Rusya'ya ihtiyacı var. Ekonomilerimizin bir birine rakip değil, tamamlayıcı nitelikte olduğunu her zaman ifade ederim. Çünkü Rusya'nın sahip olduğu enerji, çelik ve metaller ve çok daha fazlası Türkiye'de talep görüyor. Türkiye'nin sahip olduğu tarım, inşaat malzemeleri, turizm de Rusya'da talep ediliyor. Zaman zaman ortaya çıkan krizlere rağmen her zaman stratejik partner olacağımıza inanıyorum" dedi. İki ülke ilişkilerinin başarılı bir örneği arasında Akkuyu projesi bulunduğunu vurgulayan Palankoyev, "Ayrıca hepimizin de bildiği üzere, Türk firmalarının Rusya'da üstlendikleri başarılı üst ve altyapı inşaat projeleri de mevcuttur. Türkiye'nin Rusya'dan yüzde 59'u petrol ve türevleri, yüzde 25'i çelik ve metaller olmak üzere ithalatı söz konusudur. Rusya olarak ise Türkiye'den yüzde 28'i makine teçhizat ve araçlar, yüzde 31'igıda ve yüzde 18'i tekstil ürünleri ve ayakkabı ithal ediyoruz" dedi.
Forumun açılış konuşmalarının ardından, "Türkiye ile Rusya Arasında Ticari ve Ekonomik İş Birliğinin Geliştirilmesi Paneli gerçekleştirildi.
Forumda, DEİK Başkanı Nail Olpak ve Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası adına Ahmet Palankoyev, "Türkiye-Rusya İş Konseyi Çalışmalarında İş Birliğine Dair 2021-2022 Eylem Planı"nı imzaladı.