DEİK BAŞKANI ÖMER CİHAD VARDAN: "SONBAHARDA RUSYA İLE İŞ FORUMLARI VE İKİLİ İŞ GÖRÜŞMELERİ DEİK BÜNYESİNDE BAŞLIYOR"
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya'ya, Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere yapmış olduğu ziyaret, ülkemize dair hem siyasi hem de ekonomik açıdan önemli bir zaman dilimine rastlamaktadır. Tarihi olarak olarak niteleyebileceğimiz bu görüşmelerin siyasi, ticari, ekonomik ve ikili ilişkilerin gelişimine önemli katkı sağlayacağı inancındayım. Daha önceden söylediğimiz gibi ülkemiz Rusya için, Rusya da ülkemiz için vazgeçilmez iki önemli ülkedir. Bu iki önemli ülke aynı zamanda bölgesinde de güçlü ülkelerdir. Sonuçta iki güçlü ülkenin, hem siyasi hem de ticari açıdan birlikte ortak projeler geliştiriyor olması, bölgede barış ve istikrar için son derece önemlidir.
Sonuç itibari ile, 9 Ağustos 2016 tarihinde iki ülke Devlet Başkanları arasında yapılan görüşmelerde ortaya çıkan net sonuç; ikili ekonomik ilişkilerde 24 Kasım 2015 öncesine dönülmesi kararlılığıdır. Bizlerin de en büyük arzusu, bu normalleşme sürecinin bir an önce tamamlanmasıdır.
Görüşmelerde iki ülke arasındaki ticaret hacminin daha önce belirlenmiş olan 100 milyar ABD doları hedefine ulaştırılmasının altı yeniden çizilmiş oldu. Bu bizim açımızdan çok önemli; çünkü netice itibari ile bu hedefi gerçekleştirecek olan bizler, yani iş dünyası temsilcileridir.
Biz de iş dünyası olarak iki ülke Devlet Başkanlarının belirlemiş oldukları hedefleri gerçekleştirmek için çalışacağımızı ifade ettik. Bu hedefe ulaşırken de, bürokratik ve hukuki engellerin ortadan kaldırılması temennimizi belirttik.
Sayın Cumhurbaşkanımız, "hedeflere ulaşmanın önünde hangi engeller varsa onları kaldırmakta kararlıyız" dedi. Bizler bu inançla, önümüzdeki dönemde ticari ve yatırım projelerimizi devam ettireceğiz. Bu çerçevede, askıda olan projelerin tekrar ele alınarak devam ettirilmesi, mevcut projelerin ve yeni projelerin hayata geçirilebilmesi için öncelikle iki ülke arasında varolan vize sorunun halledilmesi gerekmekte. İki ülke iş insanları, eğer birbiri ile ticaret yaparak ticaret hacmini geliştirmek için çalışacaksa, iki ülkeye gidiş gelişlerde herhangi bir engelin bulunmaması gerekir. Bu bakımdan da 24 Kasım 2015 öncesindeki vizesiz seyahat uygulamasına dönülmesi biz iş dünyası için çok önemli.
Bir başka önemli husus ise özellikle Türk yöneticilerin, işcilerinin Rusya'daki projelerde çalışmak üzere alması gereken çalışma izinleri. Bu konuda da mutlaka eski uygulamaya geri dönülmesi ihtiyacını duyuyoruz. Mal ticaretinde gümrük uygulamaları ve malların taşınması konusunda da gerekli kolaylıkların sağlanacağını umuyoruz. Ayrıca iki ülke arasında bir Türk-Rus ortak yatırım fonunun kuruluyor olması da, iki ülkenin karşılıklı yatırımları açısından büyük önem arz etmektedir.
Ülkemizdeki en büyük Rus yatırımı olan Akkuyu Nükleer Santrali projesinin kaldığı yerden devam edecek olması ve aynı zamanda Türk Akımı Doğalgaz projesinin inşasının da yeniden gündeme gelmiş olması, enerji alanındaki işbirliğimizin, hız kesmeden devam edeceğini bize göstermektedir.
Sonuç itibari ile iş dünyası olarak, her iki liderin güçlü iradelerini orada net olarak gördüğümüzde, bizlerin ileriye dönük olarak yapabileceklerimizden ümitlendik ve cesaret kazandık.
Bu seyahatten bazı ülkeler değişik anlamlar ve çıkarımlarda bulunuyorlar. Fakat bunu böyle yorumlamamak gerekir. Zira Türkiye, bulunduğu bölgede eğer güçlü bir ülke olmak istiyorsa, 2023 ve ileri hedefleri varsa, bu hedeflere ulaşmak için çok taraflı politika izlemek zorundadır. Tüm ülkeler ile mümkün mertebe hem siyasi, hem de ticari ilişkileri sürdürmek ve yatırım ilişkilerini geliştirmek durumundayız. Biz hiçbir ülkeden vazgeçebilecek durumda değiliz; böyle bir lüksümüz yok. Biz AB ülkeleri ile de çalışmaya devam edeceğiz. Şu an için ihracatımızın yaklaşık yarısına yakınını AB ülkelerine yapmakta olduğumuz düşünüldüğünde, bizim zaten farklı bir bakış açısı içinde olmamız düşünülemez. Türkiye'deki yabancı yatırımların yüzde 64'ü AB ülkelerinden geliyorsa, bunu göz ardı etmemiz mümkün olamaz.
Öte yandan ABD ile ilişkilerimiz zaten çok uzun bir geçmişe dayanmakta ve bu ilişkilerin de artarak devam etmesi en büyük arzumuzdur. Herhangi bir siyasi gerginliğe sebebiyet vermeyecek şekilde, siyasi ve ekonomik ilişkilerin çok yönlü olarak önümüzdeki günlerde devam edeceğini ümit ediyoruz. Ancak bizim arzumuz, muhataplarımızın Türk halkının 15 Temmuz'da oluşan darbe girişiminde Türk demokrasisini savunma ve güçlendirme kapsamındaki tavrını hiç unutmamalarıdır. Sonuç olarak bu tarihi gezinin başarılı olarak neticelendiğini ve bundan sonra da yapılması gerekenleri izleyerek, bizlerin de sorumluluk alanına düşen görevleri yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim.
Biz DEİK olarak, bundan sonrası için Türkiye-Rusya İş Konseyimiz vasıtasıyla, muhattap karşı kuruluşlarımızla dış ekonomik ilişkileri canlandırmaya yönelik olarak hem Türkiye'de, hem de Rusya'da iş adamları ile iş forumları ve ikili iş görüşmeleri (B2B) gerçekleştirmek için Ekim-Kasım aylarında faaliyetlerimize devam ediyor olacağız. DEİK'teki ve İş Konseyimizdeki tüm çalışma arkadaşlarım da bu yönde çalışacaklar.